Kuzen Bizim Neyimiz Olur?

Kuzen Bizim Neyimiz Olur?

Kültür Edebiyat

Photoshop konusunda kendileriyle yarışamayacağım çok miktarda genç arkadaşın, bu siteyi ve haberlerini yakından takip ettiklerini bildiğim için onlara daha pratik şeyler söyleyeceğim.

Tamam.

Kültür Emperyalizmi falan diyerek girmeyeceğim konuya.

Photoshop konusunda kendileriyle yarışamayacağım çok miktarda genç arkadaşın, bu siteyi ve haberlerini yakından takip ettiklerini bildiğim için onlara daha pratik şeyler söyleyeceğim.

Çok fazla takıntılı olan biri sayılmam ama şu yabanellerden (!) aldığımız kelime ve kavramları ya yerli yerinde kullansak ya da hiç kullanmasak kıyamet mi kopar?

Eminim kopmaz ama ne hikmetse mürekkep yalamışlarımız bile hiç mürekkep yalamamış ya da az yalamışlarımıza oranla daha fazla hata yapıyorlar.

Yanlış kullanmanın nasıl bir çekiciliği varsa, nasıl bir cazibesi varsa artık.

Mesela bir araştırma yapsak şarj kelimesini şarz olarak kullananların oranı herhalde kat be kat daha fazladır.

Yine başka bir araştırma yapılsa sübvansiyon kelimesini süspansiyon olarak kullananların oranı da diğerinin onlarca kat fazlasıdır.

Aslında şarj'ın yerine doldurmak'ı, sübvansiyon'un yerine de desteklemek'i kullanabiliriz fakat bundan vaz geçtik kelimeyi kendi gerçek kaynağına göre kullanma zahmetine bile girmiyoruz.

Kuzen' e gelince;

Aldı başını gitti bu kuzen kelimesi, gençler pek sevdiler ama kusura bakmayın gençler bu iş öyle Photoshop yapmaya benzemiyor, üzerinde az biraz kafa yorun lütfen.

Kelime Fransızca kökenli cousin'den alınma.

Tabi Fransızcaya da Latince consobrinus: (teyze oğlu/hala oğlu)'tan geçmiş.

Her önüne gelen kullanıyor.

Sanki bizim; amca kızı/ oğlu, dayı kızı/oğlu, teyze kızı/oğlu, hala kızı/oğlu gibi harika tanımlamalı ve hiçbir karşı soruya gerek bırakmadan söylenen kelimelerimize kıran girdi de, kuzen kuzen deyip duruyoruz.

Üstelik kimi kastettiği de anlaşılmıyor.

Kelimenin Fransızcasında yanı aslında erkek için cousin/kuzen, bayan için de cousine/kuzin olarak kullanıldığından dolayı gene de biraz daha tanımlayıcı yani anlaşılır oluyor yani kız mı, erkek mi dediği anlaşılıyor.

Gerçi teyze, dayı, hala veya amca konusu onlarda da anlaşılamıyor ama bizimkiler kuzen deyince; amca oğlunu mu, teyze kızını mı, hala oğlunu mu, yoksa dayı kızını mı, kimi kastettiğini anlamıyoruz.

Bu kadar tanımsız, içi boş, yeni bir soru gerektiren bir kelimeyi özentinin dışında hangi sebeple kullanıyoruz acaba?

Neden dayı oğlu, dayı kızı, hala oğlu, hala kızı, amca oğlu, amca kızı, teyze oğlu, teyze kızı gibi hem tanımlayan hem de bize ait kelimeleri terkediyoruz ki?

Cevabı şu mu?

Efendim biz de yaşlanıyoruz, artık bizim de tek çocuk yapan ailelerimizin sayısı çok fazla o sebeple, kuzen deyince anlaşılıyor.

Hayır efendim bu mazereti asla kabul etmiyorum çünkü; çok şükür biz hala genciz, Batı kadar kötü değiliz bu bir, ikincisi gene de kuzenin tanımsızlığı devam ediyor, içinin boşluğu dolmuyor.

Tek çocuk değil ama iki ya da üç çocuklu ailelerimiz hala çoğunlukta bu sebeple de dayı, hala, teyze veya amcalarımız var.

Kaldı ki Cumhurbaşkanı'mızın bu konuya ciddiyetle eğilmesi sonucunda ivmenin tekrar yükseleceğini yani üç ve ya dört çocuklu ailelerimizin sayısının artacağını düşünüyorum.

Çünkü, çocuk sayısının azalması ülkemiz için çok ciddi bir tuzak ve Türkiye inşallah bu tuzağa düşmeyecek.

Bir zamanlar neydi o öyle?

Devlet eliyle büyük büyük kampanyalar, nüfus planlamaları üzerine paneller, seminerler, konferanslar düzenleniyordu.

Neyse buraya girmeyelim ama gençlere son sözümüzü söyleyelim; lütfen kullanmayın şu berbat kelimeyi, sizin hala çok şükür teyzeniz, halanız, dayınız ya da amcanız var.

Hem kuzen bizim neyimiz oluyor ki canım, alt tarafı soba çağrışımı yapan tanımsız bir kelime, atın gitsin geldiği yere!!

Ferman Karaçam - Haber 7

fermankaracam@gmail.com

fermankaracam@twitter.com

twitter.com/fermankaracam

facebook.com/fermankaracam

instagram.com/fermankaracam

 

Paylaş