Gökhan Türkmen Müzik Yürek İşi
Gökhan Türkmen, “Romantik” adını verdiği yeni albümünü GTR Müzik etiketiyle yayınladı. Şarkıcıyla albümün detaylarını, pandemi sürecini ve aile yaşantısını konuştuk. Müziğin bir yürek işi olduğunu söyleyen Türkmen, gelecekle ilgili planlarından da bahsetti.
◊ Pandemide boş durmayan ve süreci verimli geçirenlerden birisiniz. Bu süreç size yaradı sanki...
- Pandemi süreci global olarak tüm canlıları öyle bir vurdu ki daha önce belki hiç fark etmediğimiz duyguların su yüzüne çıkmasını sağladı. Paylaşmak, binlerce kilometre uzaktaki bir insanın acısını hissetmek, toplumsal endişeleri yalnızca kendi ülkemiz için değil tüm dünya için anlamak, birbirimizin güveni, sağlığı için saygı göstermek ve buna bağlı belki sayabileceğim onlarca madde...
Bu noktada çağlardır, sanatın birleştirdiğini ve hayata yön verdiğini biliyoruz. Bizim de aslında yaptığımız buydu. O süreçte en iyi bildiğimiz şeyi, müziği yapmaktı.
Müziğin iyileştirici gücüyle insanlarla birlik olmak istedik. Pandemi sürecinde müzik üretmemizin yanında onlarca dijital konser verdik. Yüzbinlerce dinleyiciyle saatlerce şarkı söyledik. Sosyal sorumluluk projeleriyle entegre ederek Ege Orman Vakfı ile Melis Özsoysal Korusu projesini başlattık. Sağlık çalışanları için durmaksızın müzik yaparak 9 saatlik bir rekor kırdık. Soruya dönersek, evet yaramış, birlik olmayı başarmışız. Bundan son derece mutluyum.
◊ Üretkensiniz, yeni isimleri de takip ediyorsunuz. Bunun müziğinize etkisi ne oluyor?
- Yalnızca sanatçı değil, bütün insanların kendini geliştirmesini, üretmesini ve yeniye açık olmasını savunanlardanım. Üreten, çalışkan, profesyonel ve amatör onlarca müzisyen var. Bencillik yapıp karşındakinden öğrenmeye açık olmadıkça iletişimin anlamı olmadığını düşünüyorum. Müzik yeteneğin yanında yürek işi, kalp işi. Kalbinden duyguyu ve iyi müziği aktarabilen her müzisyen birbirine katkı sağlar. Ben de içimde bu katkıyı ve motivasyonu barındırıyorum.
ROMANTİZMİN BİR DEMET GÜLDEN DAHA GENİŞ BİR ANLAMI VAR◊ 4 yıl aradan sonra bir albüm yapma fikri nasıl doğdu? Özellikle birçok kişi sadece single çıkarıyorken...
- “Romantik” albümüne farklı bir açıdan bakmak istedik. Parçaları 2019’da single olarak çıkarmaya başladık, dinleyicilerin beğenilerini görmek için... Tam da istediğimiz dönüşler oldu. Albümün 10 şarkılık bir çalışma olmasına ve kasımda çıkmasına karar verdik.
“Romantik” albümü aslında tam zamanında gelmiş oldu. O zaman pandemiye dair hiçbir şey bilmiyorken albüm, bir anda anlamını buldu. Aşk, coşku, endişe, korku gibi tüm duyguların taşma zamanıydı. Albümde tüm duyguları yaşıyorsunuz. Romantizmin bir demet gül ya da ambiyanstan çok daha geniş bir manası var. Tüm bu duyguları bir arada topladık.
◊ 10 şarkının da sözü-müziği size ait. Düzenlemelerde ise farklı müzik türlerinden esintiler var. Bunu özellikle mi tercih ettiniz?
- 10 şarkının sözü-müziği bana ait değil; fakat şu ana kadar bir albümde sözümün ve müziğimin en çok olduğu albüm! Demek ki “Romantik”te arzu ettiğimizi başarmışız. Dileğimiz buydu. Farklı türlerde romantizmi yaşamak ve bunları dinleyiciye aktarmak.
◊ “Kağıt” şarkınızın Fransızcası “Bout D’histoire” de albümde yer alıyor. Bu fikir nasıl gelişti?
- Âşık bir adamın kağıt metaforuyla aşkını aktardığı zarif bir şarkıya Fransız sanatının zarafeti yakışırdı. Açıkçası bunu tecrübe etmeyi hep istemiştim. Ben Fransız sanatına özel bir ilgi duyuyorum. Plastik sanatlardan, sinemasına kadar uzun yıllardır takip ediyorum.
Fransız dilinin de çok nazik, kırılgan bir dil olduğunu düşünüyorum. “Bout D’histoire”nın çevirisini Nathalie Reins yaptı, kendisinden özel dersler aldım, kayıtta da diksiyonumu düzeltmem konusunda destek oldu. Anlayacağınız apayrı bir tecrübe ve keyifti benim için. “Kağıt” ve “Bout D’histoire” klipleri İstanbul’un eski sokaklarında çekildi, siyah beyaz formatta. Kurgusu ve kostümleri de başlı başına harika bir işti.
POP CAMİASINDAN UMUTLUYUM
◊ Bugün televizyon veya radyoyu açtığınızda ilk aklınıza gelen ne oluyor? Zamanın ne kadar değiştiği mi, müziğin popla sınırlandırıldığı mı?
- O kadar pesimist bakmıyorum. Televizyon bunun için yanlış bir mecra. Çok haz aldığım bir yer değil. Ama radyonun yaşaması ve kendini güzel tanıtması için iyi işlere, doğru yapımcılara ihtiyacı var. Ben müzikten ve sanattan hep umutluyum; umutlu olmazsam sanatımı yapamam. Hem genç arkadaşlarımdan hem de artık dinleyicinin aptal olmadığını düşünmeye başlayan pop camiasından umutluyum.
◊ Sırada ne gibi çalışmalarınız var?
- 2021’de gerçekten çok güzel projeler geliyor. Projeleri yazdık, takvimledik, aşama aşama yerine getiriyoruz. Yeni şarkılar, yeni işbirlikleri, yeni projeler... Sağlığımız ve hayat el verdiğince hepsini teker teker yapacağız. Şu an pandeminin getirip götürdüklerinde savruluyoruz tüm dünyada olduğu gibi...
GELİŞİYORUM DÖNÜŞÜYORUM BÜYÜYORUM
◊ Pop müzikten gittikçe alternatif pop’a dönüşen bir kariyer yolculuğunuz var. Gökhan Türkmen’in yolunda başka hangi duraklar var? Merak ettiği, yapmak istediği müzikler neler?
- Yerinde saymak bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülüklerden biri ve son derece acımasızca. Ben de gelişiyorum, dönüşüyorum, büyüyorum. Denemeler yapıyorum. Hem yaşamımda hem müziğimde, buna ayak uydurarak benimseyebiliyorsam kabul ediyorum.
Yoksa ya dönüştürüyorum ya da reddediyorum. Aslında bu kadar net. Türkü albümü yapmayı istiyorum ki bunun üzerine Serkan Ölçer’le pandemi öncesinde çalışmalarımıza başladık.
“Hemdem” konserlerimizle 2 gitar eşliğinde Türkiye turnesine çıkarak yöresel bir keşif yaptık. Türkülerin diyarlarında insanlarla buluştuk, onların dönüşlerini aldık ki çok keyifli dönüşlerdi.
Pandemi sonrasında albüm projesi olarak devam edeceğiz, çalışmaları sürüyor. Diğer yandan tam bir rock albüm yapmayı çok istiyorum. Orijinal bir rock’tan bahsediyorum. Onun zamanı var ancak aklımın bir yanında sürekli beni dürtüyor.
◊ Evrenseli yakalamak sizin için neden bu kadar önemli?
- Önceden de belirttiğim gibi yerinde saymak bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülüklerden biri ve son derece acımasızca. Dünyanın frekansı değişirken aynı zamanda insanların da değişiyor. Bunu yakalayabilmek için evrenseli yakalamak zorundasınız ki kendinizi anlatabilesiniz, aktarabilesiniz, karşınızdakinin dilinden anlayabilesiniz. Bu nedenle önemli.Müziğin de bir ifade biçimi olduğunu düşünürsek, daha kaliteli bir iletişim kurmak için evrenseli yakalamalısınız.
◊ Pandemi döneminde konserler verilemiyor. Ekonomik yönden müzisyenleri neler bekliyor?
- Zor bir dönem olduğu aşikâr. İcracı müzisyenlerin maalesef sıkıntıları daha da büyük. Enstrümanını satanlar, ailesini zor geçindirenler hatta intihar edenler de oldu. Bu durum canım memleketimin sanata az çok bakış açısını gösteriyor aslında.
Bize gelene kadar daha çok düzeltilmesi ve onarılması gereken şey var diye bakılıyor ve bu çok acınası bir durum. Böyle gitmesi durumunda çok iyi şeyler beklemiyor tabii; ama işte elimizden geldiği kadar üretim yaparak bu açığı kapatmaya çalışmamız lazım. Başka bir iş yapamayacağımıza göre tek yapabileceğimiz bir şeyler üretmek olmalı.
BİZİM EVDE 7/24 SANAT VAR
◊ Aile hayatı, müzik hayatınızı nasıl besliyor?
- Ben ailemden çok besleniyorum. Sadece huzur, sevgi adına değil üretkenlik adına da. Eşim Sinem, en büyük motivasyon kaynağım, kızlarım ise harikalar yaratan iki evlat. Evde hep müzik olduğu için çocuklar herhangi bir enstrümana karşılık veriyor ya da kendileri çalmak için uğraşıyor.
Piyano çalışıyoruz, Leyla Ada da Nil Rona da eğlenerek eşlik ediyor. Nil Rona çok yaratıcı bir çocuk mesela, müziği duyar duymaz kafasındaki hayal dünyasını cümlelere döküyor, vurgular yapıyor. Öyle şeyler çıkıyor ki hayranlıkla dinliyoruz. 7/24 sanatın olduğu bir aile ortamında beslenmemek mümkün değil