Engizisyon Üreten Din Mi

Engizisyon Üreten Din Mi

Kültür Edebiyat

Mustafa Öztürk emekli oldu.

Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Profesör Dr. Öztürk emekli olmayı kendisi istedi ve Fakülte yönetimi de, bu isteği kabul ederek emekliliği onayladı.

Hoca, bundan böyle Giresun’da Balık tutacakmış, fındık toplayacakmış.

Mustafa Bey böyle diyor, ama biz gene de, burası işin şakası diyerek bu kısımları geçelim hatta, İlahiyatçı ya da tefsirci olmadığımız için onun, Vahiy konusundaki görüşlerini de, işin ehline bırakalım.

Zaten bazı Hocalar da, Mustafa Öztürk’ün görüşlerine karşı düşüncelerini dile getirdiler; bunlar arasında Profesör Celil Kiraz Hoca’nın ve bazı Diyanet Hocalarının düşüncelerini okudum. 

Ben asıl, Emekliliğinin hemen ardından, gazeteci Ruşen Çakır’la, Medyascope’da yaptığı uzunca bir konuşmanın son bölümündeki “Kurumsallaştığında dayanılmaz engizisyon üreten din” cümlesine takıldım. 

Kastedilen İslam Dini.

Bunu açıkça söylüyor Emekli Hoca. 

Hem de, öyle bir üzerine basarak söylüyor ki, sanırsınız Engizisyon mahkemelerinin bile mucidi, Katolikler değil de, Müslümanlarmış. 

Hatta, kendi çağlarında İbni Sina’nın ve Farabi’nin de anlaşılamayıp linç edildiğini, bugün ise, yüceltilerek isimlerine Üniversiteler kurulduğunu, kendisinin de yirmi- otuz yıl sonra anlaşılacağını iddia ediyor.

Yarının neler getireceğini hiç birimiz bilemiyoruz.

Bunu bilemiyoruz; yalnız, soyadaşı bir Hoca’nın yaptığı gibi o deryalarda fütursuz kulaç atmanın pahalıya mal olduğuna da şahidiz. 

Konuşmalardan anladığım kadarıyla Mustafa Bey’i çok kızdırmışlar.

Öyle değilse Hoca, kurumsallaşan İslam Dini’nin engizisyon üretmesi gibi bir safsatayı dillendirmezdi.

İnsan çok fazla kızınca ve biraz da şaşı bakınca demek ki, sapı samanı birbirine karıştırıyor.

Dünya adalet ve yönetim tarihine muazzam ve imrenilecek miras bırakan bir dinin üzerine sünger çekip, olumsuz üç-beş marjinal ve yerel örnekten yola çıkarak, onun kurumsallaştığında engizisyon ürettiğini, faşistleştiğini söylemek, ne akıl kârıdır ve ne de iyi niyetli bir tavırdır. 

Ayrıca, sadece dinin kurumsallaştığında engizisyon ürettiğini iddia etmek de ilmi değil, hayalidir ve dine karşı yapılan bir iftiradan ibarettir. 

Zira, eğer bir karşılaştırmalı istatistik söz konusu olsa bu konu daha iyi anlaşılır.

Mesela sadece dine karşı olan birkaç yakın tarih Marksist ideoloji sahibi diktatörün öldürdüğü insan sayısı bile, hepimizi hayretlere düşürecek boyutlardadır: 

Mao Zedong, sanırım bu katil diktatörlerin en başlarında yer alır ve 

“ Sosyalist Eğitim”, “ Kültür Devrimi”, “100 Çiçek Hareketi” gibi reform adı altında yaptığı programlarla 50 milyon insanı katletmiş ve sürgüne göndermiştir.

Josef Stalin, tespit edilebilen kadarıyla sadece Ukrayna’da on milyondan çok daha fazla insanı açlıktan öldürmüş, sürgün etmiştir. 

Kamboçya’nın Komünist Diktatörü Pol Pot, kendi zamanındaki Kamboçya nüfusunun beşte birini öldürmüştür.

Kuzey Kore’de Komünist Diktatör Kim il-Sung iki milyon koreliyi ördürmüştür. 

Etiyopya’da Mengistu Haile Mariam denen Komünist Diktatör “Kızıl Terör” adlı bir harekette bir buçuk milyon kişiyi katletti.

Yugoslavya’da Tito, Romanya’da Çavuşesku, Polonya’da Jaruzelki, 

Bulgaristan’da Todor Jivkov ve daha niceleri bildiğimiz kadarı ile herhangi bir dine mensup değillerdi. 

Tersine bu diktatörlerin hepsi dinin Afyon olduğuna inanmış Komünistlerdi. 

Yani, insan kıyımı yapılan söz konusu ülkelerde, sizin dediğiniz gibi din değil, dinsizlik kurumsallaşmış ve engizisyon üretmişti. 

Dinsizler sürgün yaptılar.

Dinsizler kıyım yaptılar.

Dinsizler zulmettiler.

Maksadım, elbette yapılan zulümler arasından birini dile getirmek değil.

Sizin, İslam Dinini hedefe koyarak engizisyon üretiyor, faşistleşiyor demenizi red ediyorum.

Bu iddianız ahlaki, adil ve insani değil.

Ayrıca ilmi, tarihi ve sosyal gerçeklere de uygun değil. 

Sorumlu bir ilim insanının sözü olarak kabul etmiyorum. 

Kurumsallaştığında yeryüzüne adaleti getirdiğini.

Köleliği ve sömürüyü reddettiğini. 

Zayıf ve güçsüzün de haklı olduğunu haykırdığını.

Sosyal adaleti, insan haklarını, savaşmanın kurallarını, yardımlaşmayı ve daha birçok insanî kural ve kurumu İslam Dininin getirdiğini hepimiz biliyoruz.

Bütün bunlar ortada dururken, İslam Dininin Kurumsallaştığında engizisyon ve faşizm ürettiğini söylemek; faşizmin ve engizisyonun mucidi olan Hristiyan alemine hizmet etmektir.

En iyisi mi, siz gerçekten konuşmayın, gidin Giresun’a, balık falan tutun. 

 

Ferman Karaçam - Haber 7 


 

Paylaş