Hz. ALİ DİYOR Kİ

Hz. ALİ DİYOR Kİ

Kültür Edebiyat

 Önümüzdeki Pazar günü yani, üç gün sonra, 27 Aralık 2020 Pazar günü İstiklal marşımızın yazarı, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un 84. vefat yıl dönümüdür. 

Bugünkü yazımızın tamamını bu coğrafyanın en büyük vicdanlarından biri olan; aç olanıyla acıkan, çıplak olanıyla üşüyen, dertlisiyle ağlayan merhum Akif için düşünmüştüm.

Ancak, fark ettim ki, her yıl Mehmet Akif Ersoy’un bizatihi kendisiyle alakalı yazıyor ve konuşuyoruz, hâlbuki Akif, çok ciddi şahsi sorunları olmasına rağmen, onlardan ziyade bu coğrafyanın değerlerini dert edinmiş, o değerler için bir ömür tüketmiştir.

İşte bu değerlerden biri de, Hz. Ali. 

Merhum İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Halife Hz.Ali’nin vali olarak görevlendirdiği Malik bin El-Haris El Eşter’e gönderdiği emirnameyi Arapça aslından çeviren ilk kişidir ve Diyanet İşleri Reisliği tarafından 1959 yılında “Hz. Ali Diyor ki” başlığı ile yayımlanmıştır. 

Bugün biz de, Milli Şairimizin vefat yıldönümü münasebetiyle, ilk çevirisini onun yaptığı kitapçıktan kısa bir bölüm aktararak hem Efendimizin (as) sevgili damadı Halife Hz. Ali’yi ve hem de kendisini rahmet ve minnetle analım. 

En Kıymetli Azığın

Hz. Ali, vali (yönetici) olarak atadığı Hz.Malik’e diyor ki, { ey Malik şimdi bilmiş ol, ben seni öyle memleketlere gönderiyorum ki, sebden evvel birçok hükümetler oralarda adalet sürdü veya zulm etti.

Sen vali olmadan önce nasıl ki, başka valilerin icraatını gözden geçiriyorsan, şimdi halk da senin icraatını gözden geçirecek. 

Kimlerin salih olup olmadığı, ancak, Allah’ın kendi kullarının dilinden söylettiği sözlerle anlaşılır.

Onun için biriktireceğin en kıymetli azığın iyiliğe yönelik işlerin olsun.

Heveslerine hâkim ol.

Sana helal olmayan şeylerde nefsine karşı sıkı dur.

Zira gerek hoşlandığı, gerek istemediği şeylerde nefse karşı sıkı durmak onun hakkında adaletin ta kendisidir.

Halka Sevgi Ve Merhamet Besle

Halk için kalbinde sevgi ve merhamet duyguları ile lütûf meyilleri besle.

sakın, biçare halkın başına kendilerini yutmayı ganimet bilen yırtıcı bir canavar kesilme.!

Çünkü bunlar iki sınıftır: ya, dinde bir kardeşin, ya da yaratılışda bir eşin.

Evet, bunların kabahatleri bulunabilir; kendilerine bir takım kusurlar da arız olabilir.

Hata ile yahut kasıtlı olarak işledikleri kabahatleri olsa da, ellerinden tutup doğru yola getirmek pek de mümkündür. Nasıl ki sen, Allah’tan kendin için af ve hoş görü istersen, onları da avf et ve bol bol hoş görünü ver. 

Çünkü sen onların üstünde bulunuyorsun; yöneticilik yetkilerini sana veren ise, senin üstünde bulunuyor.

Allah ise sana bu yetkiyi verenin de üstündedir ve kullarının bütün işlerini hakkiyle görmeni istiyor, seni onlarla imtihan ediyor. 

Sakın Allah ile harbe girip de, kendini O’nun gazabına düçar etme.

Çünkü ne intikamına dayanacak kudretin var, ne de O’nun af ve merhametinden müstağnisin. 

Alçak Gönüllü Ve Ölçülü Ol

Sakın af ettiğinden dolayı pişmanlık duyma, cezalandırdığın zaman da kat’iyyen sevinme. 

Bir de sakın, “ ben tam bir kudret sahibiyim, emrederim, itaat ederler” deme.

Çünkü, böyle bir davranış kalbin fesadı, dinin zayıflaması ve felakete düşmek ile sonuçlanır. 

Şayet elindeki kudret sana bir büyüklük ve tahakküm hissi verirse hemen üstündeki Melekût’un büyüklüğüne şöyle bir bak ve idare eden o muazzam ve muhteşem ilahi gücü ve senin kendi nefsine bile güç yetiremeyeceğin şeylerde Allah’ın nasıl bir mutlak kudret sahibi olduğunu düşün. 

İşte bu düşünceler senin o yükseklerede gezen bakışlarını yere indirir; şiddetini giderir, aklını başına getirir.

Sakın Allah ile büyüklük yarışına kalkışma, sakın büyüklük (azamat) be zarbalığınla (ceberrut) O’na benzemeye özenme. 

Çünkü Fatır-ı zü’l -Celâl Hazretleri her zorbayı zelil, her büyükleneni de hakir eder bırakır.}


Yerimizin sınırlı olması sebebiyle bugünlük burada bitirelim.

Belki başka bir vesile ile bu kitapçıktaki diğer çok önemli başlıklardan da bahsederiz.

Ayrıca bu kitapçığın türkçe, ingilizce ve orijinaliyle (arapça) bir arada basılmasına vesile olan Seha Neşriyat’ın kurucusu M.Zahit Kotku ve M.Esad Coşan Hoca Efendileri de rahmetle, minnetle analım. 

Ferman Karaçam - Haber 7 


 

Paylaş