30 yıllık hattat ve ressam Emin Şeker'in eserleri hayranlık uyandırıyor
Samsun’da yaklaşık 30 yıllık hattat ve ressam Emin Şeker, yaptığı eserlerle dikkat çekiyor. Ressam ve hattat Emin ve Aynur Şeker çifti, bu mesleğe nasıl başladıklarını ve çektikleri zorlukları anlattı. 30 yıldır bu mesleği yapan Emin Şeker, son 8 senedir mesleğini eşi Aynur Şeker ile birlikte devam ettirdi.
Çift, mesleklerini yaparken karşılaştıkları zorlukları, ortaya koydukları eserleri ve işin püf noktalarını anlattı. Emin Şeker, "Ortaokul ikinci sınıfa giderken bir caminin restorasyonunu yaptım. Bilmeden ustalık yaptım, usta oldum. Şu an olsa böyle bir şeye cesaret bile edemem. Çünkü restorasyon işi yeni yapılacak olan bir işten daha zor bir iştir. Halk dilinde çekirdekten yetişme dediğimiz, usta çırak ilişkisi dediğimiz olay bence biraz daha üstün.
Üniversiteyi bitirip gelip tek bir hat çizgisi çekemeyenler oldu. Çocuklarımı da bu sektörde yetiştirdim. Kendileri güzel sanatlar okuyorlar ve oğlum Türkiye birinciliğini aldı. Eşim de benimle beraber 8 senedir yapıyor. Bunu çocuğumu üniversiteye gönderdiğimde anladım. Benim yetiştirme tarzımla hocalarının öğrettikleri şey aynı değildi. Bu yüzden çocuğum bocalama dönemi yaşadı. Bu sebepten dolayı öğretim görevlileri beni ziyarete geldiler. Biz kendi kendimize yetiştiğimiz için bize 'naif' deniliyor. Yanımda çok kişi yetiştirdim, yetiştirdiklerimin arasında usta olup cami yapanlar var. Zamanla bu işin gerçeğini öğrendik. Aynı zamanda resim çizme yeteneğim olduğu için üstüne katarak çalıştım. Türkiye'nin her yerinde camilerin hat yazılarını yazıyorum. Nakış ve bezeme dediğimiz sanatın üzerine çalışıyoruz" dedi.
"SORMASI VE ÖĞRENMESİ GEREKİR"
Kur'an-ı Kerim yazılarının cami duvarlarına yazımı sırasında pür dikkat çalışılması gerektiğini ifade eden Şeker, "Hangi iş olursa olsun en güzeli bilinçli yapmaktır. Bilmiyorsa sorması ve öğrenmesi gerekir. Günümüzdeki tek üzüldüğüm konu önüne gelen bu işi yapmaya çalışıyor ve halkımız da bu işin bilincinde değil. Halkımız için maddiyat daha önemli oluyor. Maddiyattan dolayı işi bilmeyen kişilerden yararlanmaya çalışıyorlar. O zaman ortaya yanlış desen ve şekiller çıkıyor. Bunlardan ziyade en büyük yanlış; ayeti yanlış yazıyorlar. Kelimenin bir noktası değişse anlamı da değişiyor. Bu yüzden çoğu kişi ile tartışmışlığım olmuştur. Her hat yazısının ölçüsü ve stili vardır, yazı karakteri vardır" diye konuştu.
İşinde yaşadığı zorlukları, püf noktaları anlatan Aynur Şeker ise, "8 yıldır eşimle beraber bu işi yapıyorum. Kadınlar, dikiş nakış yaptıklarından dolayı ince işlere elleri daha yatkın oluyor. Camilerin içini süslemek benim çok hoşuma gidiyor. İşimi severek yapıyorum ama tek zorlandığım konu iskele kurulumu ve sökümü. Hem evde hem işte çalıştığım için biraz zorlanıyor olsam da eşim bana yardımcı oluyor. Gelecek nesile söylemek istediğim, bu işi yapan kadın ya da erkek hiç fark etmeksizin hakkı ile yapması gerekiyor.
Bu camilerde tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Envai çeşit insanlardan para toplanarak yapılıyor. Bizim yaptığımız işte cami dışarıdan su almadığı sürece ömürlüktür. Ne zaman ki desenden sıkılıp değiştirmek isterlerse ancak o zaman değişebilir. Para kazanmaktan ziyade yaptığımız işin değerini katmak gerekiyor. Sanatın asla sonu yoktur, her gün yeni bir şey keşfediliyor. Her yaptığımız iş bir öncekinden daha güzel oluyor" şeklinde konuştu.
Şeker çifti, icra ettikleri sanatı başkalarına öğretmek ve yaygınlaştırmak istediklerini belirttiler.