Sanal Ekran Uygarlığı
Yaşadığımız çağın götürdükleri getirdiklerinden daha fazla oldu.
unu hiçbir kimse inkâr edemiyor.
Ne var ki, belli bir yaşın ütünde olan hepimiz bunu biliyoruz ve istemeyerek de teslim olduk.
Çocuklarımız ve torunlarımız ise, içine doğdukları bu sanal dünyanın kendilerinden neyi ya da neleri alıp götürdüğünün hemen hemen hiç farkında değiller.
Çünkü onlar içine doğdular ve kayıtsız şartsız teslim oldular.
Fakat şurası da bir gerçek ki, mütedeyyin camiadan yetkin birilerinin, bu çağın bizden neleri alıp götürdüğünü ve hala götürmekte olduğunu inandırıcı bir şekilde ele alıp incelemedi.
İşte, benim çok önemli gördüğüm bu eksiğimizi Mehmet Görmez Hoca ayet ve hadisler ışığında, yaklaşık yarım saatlik bir videoda, belki “bir giriş” olarak kabul edeceğimiz şekilde dile getirmiş.
Oldukça somut delillerle ele alınan dijital dünyaya ilişkin tahlil, tespit, tenkit ve teklifler hepimizi yakından ilgilendiriyor.
O sebeple, Hoca’nın konu ile ilgili konuşmalarının özetini sunmaya çalışıp, konuşmanın tamamını kapsayan linki de buraya koyuyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=xk3AjO-BvQA
Görmez Hoca; günümüz sanal dünyasının verisini kullanarak hakikate ulaşmanın imkânsız olduğunu zira, bu verinin görsel bir veri olarak tek başına hareket ettiğini, oysa hakikate ulaşmanın külli bir bakış açısını gerektirdiğini ileri sürerek, dijital dünyanın, insanı aktif değil pasif bir konuma yerleştirdiğini söylüyor.
Görsel idrak, akıl ve tüm diğer duygu kanallarını devre dışı bırakarak eksik bir idrakle bizi yönetiyor.
İnsan gözün gördüğünden başka bir şey işitmiyor; akıl, kalp devre dışında kalınca, düşünmek değil, bakmak, müşahede değil, seyir öne geçiyor.
Göz, bir müşahede aracı olmaktan çıkıp; bir arzu, bir istek hatta bir şehvet aracına dönüşüyor.
Mehmet Görmez Hoca gençlere seslenerek, bu eksik idrakle insanın Rabbini bilmesi, O’na inanması, O’nunla ilişkilerini temellendirmesinin neredeyse imkansızlaştığını söylüyor.
Kur’an’dan ve Efendimizin hadislerinden örnekler vererek, tek başına gözün gördükleri ile Allah’ın varlığını kavrayamayız zira, bu eksik idrakle hakikatin yerini vehimler alıyor, diyor.
Hoca’nın en dikkatimi çeken, yerinde ve mükemmel tespitlerinden bir tanesi benim çok dikkatimi çekti.
Diyor ki, Görmez Hoca; insan görsel idraki kullanınca hayal kuramaz, halbuki, hayal kurmak, üretimin ve özellikle sanat üretmenin tek yolu ve tek yöntemidir.
Beş duyunun sadece birini kullanan, diğerlerinin tamamını devre dışı bırakan ve suret üzerinden bilgi aktarımı yapan bu süreç; aklın, zihnin, kalbin, hayalin ve diğer duyuların üretimini engeller, böylece şiiri ve diğer sanatları öldürür.
Sadece şiir ölmez, hakikatin beyanı olan edebiyat yok olur, varlığın aynası olan gerçek sanat ortadan kalkar.
Daha da kötüsü, görsel idrakin egemenliği insanı bir idrak ölümüne maruz bırakıyor.
İdrak ölünce, insan konuşur, ama konuşması hikmet olmaz.
İnsan işitir, ama işitmesi hakikat olmaz.
İnsan düşünür, ama düşünmesi ibret olmaz.
İnsan bakar, ama bakması basiret olmaz.
Hoca konuşmasının bir bölümümde çok daha önemli bir noktaya parmak basarak şöyle diyor: Bu eksik idrakin temelinde aslında şirk vardır, şirk dediğimiz şey insanın, taptığını, görülene ve görsele indirgemesidir, nitekim Kilise ’ye ikon ’un böyle girdiğini, put ve heykelin de böylece ortaya çıktığını dile getiriyor.
Ayrıca görsel idrake mahkûm olmak sadece inancımızı değil, ahlakımızı da etkiliyor.
Bu idrak, insanın tahayyül bile edemediği gayri ahlakiliği görselleştiriyor; cinsiyeti metalaştıran sektörler doğuruyor, mahremiyeti yok ediyor.
Kur’an’ın ifadesi ile; kalpleri var, ama onunla anlamaz, idrak edemezler.
Gözleri var, ama onlarla görmezler.
Kulakları var, ama onlarla hakikati işitmezler.
Allah kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de bir perde oluşmuştur, hakikati görmezler.
Ben burada Hoca’nın konuşmalarından bir kısmını özetlemeye çalıştım.
Günümüz dijital dünyasına Müslümanca nasıl bakılması gerektiği konusunda düşünmek isteyenler, koyduğumuz linkten Mehmet Görmez Hoca’nın videosunun tamamına ulaşabilirler ve ulaşmalılar.
Bu konuşmanın devamı var mı bilmiyorum, fakat bana sorarsanız Mehmet Hoca bu minval üzere konuşmalarını devam ettirmeli zira, başta gençlerimiz olmak üzere hepimizin çok ihtiyacımız var.
Ferman Karaçam - Haber 7