"Selçuk Bayraktar: Asırlık Hayalimizin Çılgın Mimarı "
Bir yanımız Akdenizli, bir yanımız Asyalıydı.
Dolayısıyla zekiydik.
16’sında şiirler yazardık sevgilimize.
18’inde kitap sayfaları arasında gül kurutur saklardık yıllarca.
Sezgilerimiz güçlü, duygularımız çağlayan gibi fışkırırdı gençliğimizden.
Lakin üretemezdik bir türlü.
İlkokulda bize, İstikbalin göklerde olduğunu öğretiyorlardı da, göklerde uçanlara akıl erdirmeye sıra gelince, başkalarının uçurduklarından seyrediyorduk, heykellerle donattıkları Anadolu’yu.
Anadolu irfanından yeni bir filiz çıksın diye kafa yoranların elini, kolunu bağladılar on yıllarca.
Hürkuşu doğmadan, Gümüş Motoru doğunca, Otomobili doğarken boğup öldürdüler.
Ölüm emrini dışarıdakiler verdi, içeridekiler icra ettiler.
Dışarıdan fonlanan içeridekiler gitgide semirip azgınlaştı, pıtırak gibi çoğalıp zalimleştiler.
Demir yolundan, helikopterden, uçaktan, motordan elimizi, kolumuzu kestiler, en önemlisi de ordumuzu tamamen dışarıya bağımlı hale getirdiler.
Artık içeridekiler dışarıdan ithal edilen uçak, helikopter, tank, vagon, araba gibi pahalı ürünler üzerinden milyon dolarlar kazanıyorlardı.
Apoletliler, apoletsizler, gazeteciler, ihale aracıları, komisyoncu şirketler ve sırf bu işleri yapmak için dil eğitimi almış eleman çalıştıran aracı ajanslar bir asrı aşkın bir zamandan beri hesapsızca kazandılar bu fakir milletin sırtından.
Üretmeyi aklından geçirenlerin aklını, hayal kuranların hayalini, rüya görenlerin rüyasını insafsızca kararttılar.
Mesela yakın tarihimizde, ASELSAN’ın genç mühendislerinden,
F16 kanas silahları ve milli tank üzerinde çalışan 31 yaşındaki Hüseyin Başbilen’i, F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu, komuta kontrol ve şifreleme sistemleri üzerinde çalışan, ASELSAN mühendisi, 30 yaşındaki Ali Ünsem Ünal’ı, kafasına sıkılmış bir kurşunla öldürdüler.
Aynı ve benzeri projeler üzerinde çalışan:
26 yaşındaki ASELSAN mühendisi Evrim Yançeken’i, Uçak komuta kontrol ve haberleşme sistemleri üzerinde çalışan yazılım mühendisi Burhanettin Volkan’ı, yazılım mühendisi Zafer Oluk’u, mikro elektronik güdüm ve elektro- optik projelerinde çalışan Hakan Öksüz’ü, mühendis Erdem Uğur’u, katlettiler.
Bu genç mühendislerin hepsi de, bugün PKK’yı bitirme noktasına getiren, İHA'lar, tanklar, savaş silahları ve F16 gibi özellikle ABD ve İsrail'i yakından ilgilendiren projeler üzerinde çalışıyorlardı.
Bu cinayetleri içerideki hainlere işlettiler, fakat yanılıyorlardı, bu memleketin fedakâr gençleri bitmezdi, dışarıdaki zalim ne kadar güçlü, içerideki hain ne kadar sinsi olursa olsun, bu ülkenin Ahmetleri, Mehmetleri, Selçuk’ları bitmeyecekti.
Selçuk Bayraktar 41 yaşında, İstanbul Sarıyer doğumlu.
1997’de Robert Kolej’den mezun oldu.
1997’de girdiği İTÜ Elektrik ve Haberleşme Mühendisliği bölümündeki Lisans eğitimi devam ederken University Of Pennsylvania’nın GRASP laboratuvarındaki çalışmalara kabul edildi ve 2002-2004 yılları arasında yüksek lisans eğitimine Upenn’de devam etti.
Araştırmalarında, dünyada ilk kez İHA’ların formasyon uçuşu deneyleri, hava-yer robot takımlarının koordinasyonu, uçuş kontrol ve güdüm sistemleri konularında bilimsel yayınlara konu olan çalışmalar yaptı.
Gösterdiği başarılarından dolayı Massachusetts Institute Of Technology’den (MIT) burslu olarak yüksek lisans-doktora teklifi aldı ve burada da İnsansız Helikopter Sistemlerine agresif manevra yapma kabiliyeti kazandıracak otomatik uçuş kontrol algoritmaları alanında çalışmalar yürüttü.
2006'da MIT Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümünden ikinci yüksek lisans diplomasını aldı.
2007 yılında Türkiye'ye dönüş yaptı.
2007 yılından bu yana Baykar bünyesinde teknik müdürlük (CTO) görevini yürütmektedir. Baykar bünyesinde Milli ve Özgün olarak geliştirilen İnsansız Hava Aracı Sistemleri'nin aviyonik sistem mimarisi, uçuş kontrol, seyrüsefer algoritmalarının geliştirilmesi, sistem kinematiği ve dinamikleri, elektronik donanım ve gömülü yazılım geliştirme konularında çalışmaktadır.
Yaptığı çalışmaların başında Türkiye’nin ilk yerli ve milli İnsansız Hava Aracı olan Bayraktar MİNİ İHA ile 2014’te TSK envanterine giren ve bugün 300 bin uçuş saatini geride bırakarak sınıfında dünyanın en iyisi olarak gösterilen Bayraktar TB2 S/İHA sistemi de bulunmaktadır.
Bayraktar, Aralık 2019’da dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınına karşı Türkiye’de başlatılan mücadeleye liderlik etmiş ve yerli yoğun bakım vantilatörü geliştirme faaliyetlerini yürütmüştür. Bu çalışmalar sonucunda, BIOSYS, BAYKAR, ASELSAN ve ARÇELİK tarafından üretilen yerli solunum cihazı Türkiye tarafından dünyanın birçok ülkesine ihraç ve hibe edilmiştir.
Öte yandan Selçuk Bayraktar’ın liderliğinde geliştirilen İHA ve SİHA’larla Kuzey Irak’tan, Suriye ve Libya’ya büyük başarılar elde eden güvenlik güçlerimizin yanında, son olarak Bayraktar TB2 SİHA’lerle Azerbaycan Ordusu’nun Karabağ’ı Ermenistan işgalinden kurtardığı “Tek Vatan” Harekatı’nda da bir savaşın kaderini değiştirerek harp tarihine geçmiştir.
Bu başarısı sebebiyle, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından Karabağ Nişanı’na layık görülmüştür.
Selçuk Bayraktar şu anda Türkiye’nin ilk Taarruzi İHA sistemi olan 5.5 ton ağırlığındaki Bayraktar AKINCI TİHA’nın geliştirme faaliyetlerini sürdürmektedir.
Savunma sanayi dışında da milli ve özgün teknoloji geliştirme çalışmalarına katılan Bayraktar, Türkiye’nin ilk uçan arabası CEZERİ’yi geliştiren ekibin de başında yer almaktadır.
Bayraktar son olarak AKINCI projesinin ardından Muharip İnsansız Savaş Uçağı Sistemi ile ilgili geliştirme faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kurucusu olduğu Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nda (T3 Vakfı) yetenekli ve her yaş grubundan gençlerin katılmalarını sağlamak için çalışmaktadır.
Bayraktar, Milli Teknoloji Hamlesi için çok kritik olduğunu düşündüğü Havacılık ve Uzay tutkusunu tüm topluma yayma maksadıyla ülkemizin ilk ve tek havacılık ve uzay festivali olan TEKNOFEST’i ekibi ve paydaş kurumlar ile birlikte düzenlemektedir.
Üç gün önce bu genç mühendisimiz Selçuk Bayraktar ve ailesinin emeği ile ortaya çıkan Baykar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) Teslimat ve Kurs Bitirme Töreni'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, “savunma sanayisinde yüzde 80 yerlilik oranının Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarından biri olduğunu” ifade etti.
Ve TİHA için, "Türkiye'nin mühendislik kabiliyetlerinin yeni sembolü, bağımsızlığımızın gökyüzündeki yeni temsilcisi" dedi.
İşte Selçuk Bayraktar Türkiye için böylesine hayati derecede önemli projelerin adamı.
Selçuk Bayraktar, Batı dünyasının bugünkü teknolojik ve bilimsel faaliyetlerin temelini atan ataları: astronomide Ali Kuşçu, Kadızade Rumi, tıpta Akşemseddin, İbni Sina ve İbn Hatib, Ali bin Abbas, Ali bin İsa, Trigonometride Ebul Vefa ve Battani, atomik sistem ve bilgisayarda Cezeri, kimyada ve atomik çalışmalarda, Cabir bin Hayyan, cebir ve matematikte El Gebre, Ebu Kamil Şü’ca, Gıyasüddin Cemşid...ve daha binlercesi ile arasına ; kıyafet ve alfabe değişimleriyle, idamlarla, sürgünlerle, katliamlarla, darbelerle örülen duvarları yıka yıka, engelleri aşa aşa gelerek Cumhuriyet tarihinde genç yeteneklere rol model olan, onlara öncülük yapan, bizim de en iyisini yapacağımızı kanıtlayan, ülkemin aşağılık kompleksini yıkan ilk genç bilim insanıdır.
Selçuk Bayraktar, ağabeyi makamında gördüğü ve ilk çalışmasını gösterdiği bürokrat tarafından; “...Tamam evladım, zeki ve yetenekli bir gençsin, ama bırak bu işleri, sen sadece bize aracı ol, tercümanlık yap” diyerek onu çalışmalarından vaz geçirmek isteyen mandacı zihniyetler ile çarpışa çarpışa, olmaz sanılanları başararak ülkesiyle birlikte yükseliyor.
Genç kardeşim Selçuk Bayraktar; bilmelisin ki, sen bizim asırlık hayallerimizin mimarısın ve bu ülkenin vefakâr insanı, canını ortaya koyarak girdiğin bu kavgada seni ve arkadaşlarını yalnız bırakmayacak ve tarihe geçecek bu emeklerinizi asla unutmayacaktır.
Seni ve seni yetiştiren eli öpülesi anneni, babanı, öğretmenlerini saygıyla selamlıyorum.